Türkiye’nin İlk Sergi Gemisi Tarsus
Türkiye’nin İlk Seyyar Sergi Gemisi Tarsus
İstanbul – New York Rotası, 1953-1953 Tarsus Avrupa Yolunda
Turizm Kurumu Başkanı Lütfi Kırdar yaptığı bir konuşmada “seyyar sergi” düşüncesinin hükümet tarafından getirildiğini ve devlet kurumlarının serginin gerçekleşmesinde büyük rol oynadıklarını açıklar:
“Seyyar sergilerimizi hükümetimizin direktifleriyle tertip ettik. Muhterem Reisi cumhurumuzun ve muhterem Başvekilimizin bu hususta Kurumumuza göstermek lutfunda bulundukları itimat ve teveccüh, en büyük kuvvet kaynağımız oldu. Başvekilimizin yakın alaka ve himayelerini şükranla belirtmek, benim için zevkli bir vazifedir. Hükümetimize çok müteşekkiriz.
Seyyar sergilerimizi tertip ederken alakalı bütün makamlardan, İktisadi devlet teşükküllerinden, milli müesseselerden ve belediyelerden tam bir anlayış ve müzaheret gördük.”
Turizm Kurumu’nun daha önce turistik geziler için de kullandığı Tarsus aslında pek genç bir gemi değil. 1931 yılında New York’da inşa edilmiş. 1948’de de Türkiye tarafından satın alınmış. o zamandan beri Denizyollarının dış seferlerinde kullanılıyor. 1953 yılının Mayıs ayında, Turizm Kurumu, Tarsus’un yapacağı geziyi gazete ilanlarıyla şöyle duyuruyordu:
Kurumumuz Istanbul’un 500 fetih yılı şenliklerine katılmak ve Batı Akdeniz limanlarında 1 ay dolaşararak Avrupalılara teşhir edilmek üzere Tarsus gemisinde tertip ettiği Seyyar Serginin hazırlıkları bitmek üzeredir. Milli müesseselerımızin büyük bir anlayışla iştirak ettikleri sergiyi, bir geminin mahdut teşhir imkânları içinde fakat cazip bir şekilde hazırlamak için Kurum hiçbir fedakârlıktan kaçınmamıştır kıymetli sanatkâr Prof Vedat Ar’ın sanat mesuliyeti altında hazırlanan ve bir kaç güne kadar açılacak olan Serginin halkımız tarafından alâka ile ziyaret edileceğini umuyoruz.
Tarsus gemisi 30 Mayısta İstanbuldan ayrılacaktır. Gemide ancak bir kaç lüks kamara ile taksitle ödenilen 875 lira gibi emsalsiz bir fiatı olan ekonomik mevkide bir miktar boş yer kalmıştır. Bilet satış muamelesi kapanmak üzeredir. İştiraki arzu edenlerden (Galatasaray Lisesi karşısında 186/2 deki) merkezimize bir an evvel müracaat etmelerini rica ederiz.
Turizm Kurumu geminin sergi haline getirilmesi işini ilanda da belirtilidiği gibi Güzel Sanatlar Akademisi profesörlerinden dekoratör Vedat Ar’a verir, ’Avrupa limanlarına uğrayarak. Modern Türkiye’yi bütün sanat ve kültürü ile yabancılara tanıtacak otan Tarsus vapuru Vedat Ar ve ekibi tarafından bir seyyar sergi haline getirilir.
Tarsus’un 1954 Amerika Seferi
Büyük bir başarı sağlayan Akdeniz seyyar sergisi, bir sonraki yıl daha büyük hedeflerin gündeme getirilmesini sağlayacaktır, ki bu kez rota Amerika’ya kadar uzanır. Türkiye Turizm Kurumu’nun yayın organı olan Panorama dergisinde Cihad Baban bu süreci şöyle anlatıyor
’Tarsus, Turizm Kurulunun teşebbüsü. He iki yıldır propaganda seyahatleri tertip ediyor Geçen yıl Akdeniz limanlarında muvaffakiyetli bir turne yaptığım hatırlıyoruz. Bu turnede Türk bayrağının hiç görünmediği veya yalnızca şileplerin direklerinde görüldüğü Barselona, Palermo, Raima gibi dünyanın turistik merkezlerini de ziyaret etti Pire’de, Nis’de, Genova’da, Napoli’de durdu.Program yapılırken gemideki seyyar serginin yapacağı propagandanın mümkün olduğu kadar geniş şekilde yapabilmesi imkanı özününde tutulmuş bulunuyordu Bu seyyar sergi, bildiğimiz ve ahşik olduğumuz tarzda Türk mahsulât ve sanayi martûflerinl teşhir etmiyordu Bu sergi Türkiye hakkında hiç bir fikri olmıyan insanlara, kalkınan bir memleketi, sanayisi ile, ziraatı ile, kültür mirası,turistik çehreleri ile gösteriyordu.
Düzenlenmiş olan bu sergiyi ziyaret edenlerin kafalarındaki Türk mefhumunu hayra tebdil etmeğe uğraşıyordu. Bununla demek istiyorduk ki, Türkiye garp mânasiyte demokratik bir diyardır. Birleşmiş Milletler ideolojisine bağlıdır. Türkiyede ilim adamları yetiştiren üniversiteler vardır. Türkiye bir şark memleket değildir. İşte, kadın hayata karışmıştır. Türkiyede spor yapılır, Türkiyede su şehirleri vardır Halkı beyaz renklidir. Türkiyenin kendisine göre bir sanayii vardır. Türk ekonomisi kalkınma yolundadır.
Bu mefhumları, sergiyi ziyarete gelen yüz bin kişiye gösterdik. Geminin içi, yâni bütün bu mefhumlar radyo röportajlarına mevzu teşkil etti Sayısız neşriyat yapıldı Bütün bu göstermek istediğimiz hususlar havadis filimlerine alındı ve Avrupa’nın yirmi bin salonunda halka gösterildi Atina’dan başlamak üzere Palermo, Mayorka adaları, Barselona, Paris, Ni$, Genova ve Napoli’de, Olgunlaşma Enstitüsünün defileleri tertip edildi Bu defilelerle yatma elbise ve erişilmez güzellikteki eüşlerimızi teşhir etmiyorduk, aym zamanda bu defilelere gelen elit halka medeni Türk kadınının zarafetini gösteriyor ve demek istiyorduk ki, Tükiye bir garp memleketi olmasaydı, orada bu güzel sanatlar olmaz, Türk kadını bu seviyeye ulaşmış bulunmazdı.
Bütün bunlar o zaman büyük takdirlerle karşılandı. Teşebbüsümüz, uğradığımız şehirlerde takdir edildi .Yer yer gıpta hislerinin muhataplarımızın gözünde parladığını gürdük. Ardından bu çok verimli propaganda seyahatinin Amerika’ya kadar uzatılması fikri bizde doğdu