Susam Sokağı ve Çocuk Piskolojisi

Gün güneşli, insanlar neşeli sende gel oyna susam sokağında. Sev dünyayı, açılır her kapı işte

Çocuklar için vazgeçilmezdir çizgi film. O küçük kalpler sevdikleri karakterin sevinmesiyle sevinir, üzülmesiyle üzülür. Bazen ışıldar o küçücük gözler, bazen büzülür o minik dudaklar. Hiç bit­mesin istenir. Bu yüzden olsa gerek defalarca zevkle izlenir aynı bölümler.

Susam Sokağı  yerine birilerinin kazanıp birilerinin kaybettiği çizgi  filmleri çocuklara izletmeyi tercih ediyoruz Şimdi  sevimli kuklalarımız ve ailemizin bireyleri haline gelen Susam Sokağı sakinleri tozlu raflarda öylece duruyor.

Her çizgi filmin mutlaka bir seveni vardır. Ama herkesin sevdiği bir, çizgi filmden çok çocuk programı özelliği taşıyan,’ Susam Sokağı’ vardır. Karakterlerin sevimliliği ve samimiyeti sadece çocuklann değil, genç yaşlı herkesin beğenisini toplamıştır. Beyaz harfli mavi şemsiyelerin sıralanışıyla ‘SUSAM SOKAĞI’ yazısını gören, bu şemsiyelerin etrafında koşuşan çocukları gören herkes Yaşasın Susam Sokağı başlıyor demiştir.

Susam Sokağı’nın bu kadar sevilmesinin nedeni karakterleridir şüphesiz. Herkesin manavı Zehra Teyze gibi olmamıştır belki ama Zehra Teyze, samimiyetiyle izleyenlerin teyzesi olabilmiştir. Tıpkı tamirci Tahsin Amca gibi! Güven veren gülümsemesiyle gerçek bir amca hissi uyandırmıştır. Tamirci Tahsin Amcanın eşi Terzi Sabi ha Teyze ise güler yüzü ve canayakınlığıyla mahalleye renk katmıştır. Mahallenin kültürlü amcası Nihat Amca zor durumda olanlara yardımcı olarak yardımseverliğin nekadar önemli olduğunu izleyenlere hatırlatmıştır. Gençlerin gitar çalmaya bu kadar meraklı olmasının nedeni, elinden gitannı düşürmeyen, mahaflenin yakışıklı abisi Hakandır beklide! Tabi bir de güzel abla olmalı mahalledel Buyurun: Zeynep Abla!

Şirin mi şirin kırpık vardır, bilirsiniz. Hasır, büyükçe bir sepetin içinde yaşar. Yeşil tüylerin­den olsa gerek ‘Acaba bu bir kapuzun canlanmış hafi mi diye düşünmüşümdür hep. Minik kuş tartışmaya açık olan, turuncu tüyleri ve kocaman gagasıyla Minik Kuş da en sevilen karakterler arasındadır. Açıkgöz ise isminin hakkını veren bir karakterdir. Yardımseverliğini de atlamamak gerekir tabi. İsminin hakkını veren

Bir diğer karakter de Kurabiye Canavandır. Elinden düşmeyen kurabiyeleriyle sanınm her­kesin kurabiye yeme isteğini tetiklemiştir. Muhabir Kurbağa Kermit ise başına gelen bin birtürlü olaya rağmen, bitmek bflmeyen görev aşkıyla hepimizin kalbine taht kurmuştur. Susam Sokağı’nın en sevilen böl ünlerinden biri de Edi ile Büdü’nün hikayesinin anlabldığı bölümdür. Edi biraz saf bir karakterdir. Büdü ise Edinin saflığına katlanmak zorunda kalan zavallı ev arkadaşıdır, izleyenlerin kendilerini izledikleri karakterlerle özdeşleştirdiği düşünüldüğünde birçok Edi ken­efini Büdü sanmıştır. Büdü kadar akıllı, bilgili ve  olgun! Halbuki bilmediği onca şeye ve yaptığı onca basit hata (tıpkı bizim gibi) ya nağmen şirinliği ve sevimliliğiyle Büdü’nün bile en yakın aıkadaşı olan Edi ile özdeşleştirmemiştir kimse

Kısa kısa çizgi filmler ve farklı kulda karakterler de vardır tabi bu programın içinde. Eğlenceli     olmasının yanı sıra eğitici ve öğretici olmayı başarabilmiş bir programdır. Birçok çocuk rakamlarla tanışmıştır bu programda, sayı saymayı öğrenmiştir bu programla. İnsan            ilişkilerinin nasıl olması gerektiğini de aynı zamanda.

Geldik “Susam Sokağı” nın soruna! Artık ‘Sev dünyayı, açılır her kapı diyen Susam Sokağı  yerine birilerinin kazanıp birilerinin kaybettiği çizgi  filmleri çocuklara izletmeyi tercih ediyoruz Şimdi  sevimli kuklalarımız ve ailemizin bireyleri haline gelen Susam Sokağı sakinleri tozlu raflarda öylece duruyor. Belki birgün birileri o tozları temizleyip ‘Çocuklar Susam Sokağı’nı izlemeli’ der ve  tekrar yayınlanır. Kim bilir belki de yepyeni haliyle  bizimle tekrar buluşur. Çocuklara izletme  bahanesiyle biz de izleriz. Hiç de fena olmaz aslında, belki yine bişeyler kaparız öyle değil mi?