Yurt Dışı Tatil

Sri Lanka Uzakdoğu’nun İncisi

Sri Lanka Uzakdoğu’nun İncisi

Yoğun iş temponuzun arasında doğayla bütünleşerek nefes almak istiyorsanız,Sri Lanka doğru bir adres. Sri Lanka gezisini ve gözlemlerimizi sizlerle paylaşıyoruz.

Sri Lanka biletimi herkesin ‘ne işin  var orada veya orsı nerasi sözlerinin arasında kararlı biricimde aldım. Döndüğümde ise aklımda tek bir cümle vardı: “İyi ki gitmişim.” 1972yılında, Sri Lanka adını alan,’eski adıyla Seylan, özellikle biz Türklerin çok sevdiğ çaylarıyla ünlü, Hindistan’ın güneyinde yer alan bir ada ülkesi.

1948 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanan Sri Lanka, 1988 yılında Tamil Kaplanları adlı grupla uzun yıllar boyunca iç savaşın kargaşasını yaşadı. 2009 yılında barış görüşmeleri yapılsa da ülkede hala savaşın etkilerinden bahsetmek mümkün. Aynı hisse Bosna Hersek ziyaretimde de kapılmıştım.

Başkent Kolombo’dan başlayan gezi

“Sri Lanka gezimize THY hin Maldive duraklamalı uçuşuyla, başkent Kolombo’dan başladık. Kolombo’ya indiğimizde uzun uçuş ve saat farkı üstüne Sri Lanka’nın kaosu eklenince, şaşkın bir vaziyette bizi bekleyen şoförü aramaya başladım. Neden şoför sorusunun yanıtı önemli. Sri Laftka’yı araştırırken herkesin bastı ra bastı ra söy­lediği asla araba sürmeye kalkışmayın tavsiyesiydi. Bir Türk olarak ’çok kötü değildir nasılsa biz alışkınız kötü trafiğe diye düşünsem de yanıldığımı kısa sürede anladım.

Sri Lanka’da trafik çok kötü. Aratanlar nereden geldiğini anlayamıyorsunuz. Hatalı sollamadan bahsetmiyorum bile. Bizi şoförümüz verehberimiz Nazaar karşıladı ve tüm hızıyla Negombaya ulaştırdı bizleri. Negomba İstanbul Silivri sahili tadında bir yer.Ama sahiller ve yollar çok pis ve karışık. Sahilde kısa bir yüşün ardından henüz Sri Lanka da yemek işin erken diyerek sahilde bir piza dükkanınına kendimizi atarak güzelce karnımızı doyurduk.

Güzel bir uykunun ardında yeşillikler için­deki otelimizde uyandık. Sabah kahvaltı­sında bir Sri Lanka kahvaltısı, bir normal kahvaltı istemiştik. Sri Lanka kahvaltısı bir Türk’ü zorlayacak cinsten. Hindistan cevizi yağı ve koyulan baharatların koku­su beni direkt olarak tropik meyvelere ve kahveye yöneltti.

Sırada tarihi şehir Kandy vardı. Kandy, tapınakları ile ünlü bir şehir. Buda’nın di­şinin olduğunun varsayıldığı diş tapınağı, dev bir Buda heykelinin olduğu Lankatilaka bunlardan sadece bir kaçı tapınaklar çok etkileyici. İnsanlar akın akın Buda’ya şükranlarını sunmak için ellerinde ren­garenk lotus çiçekleriyle geliyorlar. Özellikle kutsal diş tapınağı çok kalabalıktı. Unutmadan sıra olmak, beklemek kavra­mı gibi kavramlar yok kim kimin önüne geçerse. Tapınaklara giderken kollarınızın örtülü ve dize kadar uzun giysilerinizin olmasına dikkat etmeniz gerekiyor.Yanınıza yedek çorap almayı da unutma­yın. Zira çünkü sürekli yağmur yağıyor ve tapınaklarda ayakkabıyla gelmek yasak.

Ertesi gün rota Nuwera Elia

Ertesi gün çay tarlalarıyla ünlü Nuwera Elia’ya doğru yola çıkıyoruz.Yollar olduka uzun ve yine çok trafik var.Yolculuk yaparken yolların keyfini çıkarken hem yeşilliklerin büyüsüne kapılıyorsunuz, hem de üşümeye başlı­yorsunuz. Hava gitgide soğuyor. Yanım­daki yedek kazak, çorap ne varsa giyiyo­rum. Nuıvera Elia rakım olarak yüksekte. Ani ısı düşüşünün de, çay tarlalarının bu kadar bol olma sebebi de bundan. Yakla­şık 3 saatlik yolculuğun ardından, dünya­ca ünlü Me Woods çay fabrikasında mola veriyoruz.

Burası dünyanın en büyük çay fabrikalarından biri olma özelliğine sahip. Önce bir rehber eşliğinde fabrikayı gezip,çayın özellikleri hakkında bilgr alıyorsu­nuz. Daha sonra kafeteryasında çikolatalı kek yiyip, çayınızı yudumluyorsunuz. Yol boyunca çay satan mağazalara ‘aşıla­mak mümkün.O kadar çok çeşitte çay var ki; hangisini alacağımıza karar veremeyip hepsinden aldık. Elbeue bu durum dönüşte bavullaıı kapatmaya çalışırken önümüze çıktı.

Bu çay bayramının ardından sıra biraz dinlenme ve Hint Okyanusu’nun keyfini çıkartmaya geliyor. Ver elini Hikkaduwa… Yol uzun ve yaklaşık 6.5 saat sürüyor.Seri Lanka’nın korkunç trafiği eklendiğinde bitap bir halde Hikkaduwa ya kendimizi atıyoruz. Otele vardığımızda ilk gözümü­ze çarpan, büyük bir düğün grubu oluyor. Sonrasında anlıyoruz ki bizim otel Hık- kaduwa’nın en çok düğün yapılan oteliy­miş. Kaldığımız 3 gün boyunca çok fark­lı düğünlere şahit oluyoruz. Sabah 7-8 itibariyle başlayan düğünler, gece geç saatlere kadar devam ediyor. Bizim kül­türümüze benzer yanlar dikkatimizi çeki­yor.

Mesela gelinin ve damadın en yakın arkadaşları etrafında bol bol resim çekti­riliyor. Ben de 1-2 tane kareye girmekten kendimi alamıyorum. Hint Okyanusu bü­yüleyici… Kumu bembeyaz, etraf palmiye ve Hindistan cevizi ağaçlarıyla dolu. Otelimizin önü dev  kaplumbağa’ yuvası gibi. Tüm turistler belli saatlerde kaplumbağalara yem’ vermek ve resim çektirmek için ;otele akın akın geliyorlar. Bu güzellikler ruhumuzu doyursa da güzel şey gibi tatilin de sonu geliyor. Dönüş yolunda ise biriktirdiğimiz anılara, dilimize düşen ‘Ne iyi yaptı Sri Lanka’ya geldik’ cümlesi eşlik edıyordu.

 

 

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu