SİYAH AFRİKA’NIN İNCİSİ MUHTEŞEM CAPE TOWN
CAPE TOWN ZITLIKLARIN BAŞKENTİ
Cömert bir doğa, çarpıcı renkler, nefes kesici bir manzara
ve işte Cape Town…
Sihirli bir atmosferi var Cape Townun, Okyanusları buluşturan Ümit Burnunun sert rüzgarlarında köpüren dalgalarından, Masa Dağından izlenen rengarenk gün batımlarına, her anı heyecan veren bir şehir.Johannesburğ’dan sonra Afrika’nın ikinci başkenti olarak anılan Cape Town, etkileyici vahşi manzaralarına rağmen ılıman bir Akdeniz iklimine sahip.
Zaman bundan yüzyıllar öncesiydi ve doguda bulunan güzeliklere ulaşmanın kısa yolunu aramanın sonuna daha gelinmemişti.Portekizli kaşif Borteleomu Diaz tarafından 1488 yılında keşfedildi ümit burnu, ilk öceleri fırtınalar burnu olarak anılmaya başlansa da daha sonra, hem denizcilerin moralini bozmamak hem de doğuya ulaşmak için tüm Orta Doğu’yu boydan boya karadan geçmek zorunluluğunu ortadan kaldıracak olması nedeniyle, Ümit Burnu olarak anılmaya başlandı. Doğuya, tüm Afrika Kıtası’nın batısını dolaşmadan deniz yolculuğuna imkan verecek olan Süveyş Kanalı açılana kadar da önemini korudu.
Keşfedildikten sonra, kısa süre içinde sömürgeleştirilen Cape bölgesine önce Hollandalılar yerleşiyor. Burası ilk başlarda köle tacirlerinin mola yeri olarak kullanlıyor.
Daha sonraları ise tarımsal zenginliği dikkat çekince 18. yüzyıla girerken gerek Madagaskar, Mozambik gerekse Endonezya’dan getirililen yaklaşık 65 bin köel ile tum verimli tarım arazileri sömürülüyor. İngilizler, bölgeye aynı yüzyılın sonlarında işgal yolu ile giriyor ve önemli bir kültürel etki yapıyor.
Akdeniz sahil ikliminin ters mevsimlerini yaşayabileceğiniz Cape Town tüm yıl boyunca ziyaret edilebilir. Plajların keyfini çıkarmak istiyorsanız, Güney yarıkürede yaz mevsiminin sürdüğü Aralık, Ocak ve Şubat aylarını tercih edebilirsiniz. Fazla sıcak olmasın derseniz, Haziran, Temmuz,Ağustos aylannda kışı yaşıyorlar. Bahar ve sonbahar aylan ise her zaman en ideal dönem.
CAPE TOWN KARŞITLIKLARIN KAYGISIZLIĞI
Cape Town, hiçbir yere benzemiyor. Bir yanda aşırı bir lüks ve zenginlik varken diğer yanda siyahların teneke mahallelerinde, açlık ve sefalet hüküm sürüyor. İnsanın içine işleyen bir karşıtlık atmosferi var. Sadece siyahlar ve beyazlar olarak bakmamak lazım aslında, zira bol çeşitlilikte, her renk ve milletten insanlar yaşıyor burada. Yerli Afrikalı Khoi and San çiftçileri, İngiliz ve Hollandalılar denizciler, Hintli ve Asyalı esirler, göçmenler, buranın kozmopolit halkını oluşturuyor. Yalnız doğasında değil, yaşam şekilleri ve demografik yapısındaki karşıtlıkların da getirdiği tuhaf bir kaygısızlık hali oluşmuş. Cape Town’da kimsenin acelesi yok.
Havaalanından şehre ilerlerken size önce siyahların yaşamakta olduğu baraka mahalleleri karşılıyor. Soldan akan trafikte sefalet manzarasını içiniz cız ederek gözlemlerken, şehre yaklaştıkça gökdelenlerin silüetleri başlıyor.Şehre girdiğinizde ise keyif ve huzur dolu bir ortam sizi bekliyor. Sahil şeritlerine dizilmiş evler, şık oteller, kaliteli gurme restoranlar, barlar, sanat galerileri, alışveriş seçenekleriyle capcanlı ama acelesi olmayan bir yaşama sahip. Lükse, çok kaliteli yeme içme imkanlarına uygun fiyatlarla ulaşabiliyorsunuz.
Hem otantik Afrika işi hediyelik eşyalar hem her türlü ürün satan dükkanlarda da yine çok ucuza alışveriş yapabilirsiniz.Para birimi Rand. Özellikle deniz ürünleri ve yöresel şaraplar son derece ucuz. Meşhur şarapları olan Cape Town etrafında pek çok şarap üretim çiftliğine de rastlayabilirsiniz.
CAPE TOWN VE ÜMİT BURNU
Ümit Burnu, Cape Town’dan iki saat uzaklıkta büyük bir milli park. Ya araba kiralayarak ya da günübirlik turlarla ulaşacağınız Ümit Burnu’na gelirken Hout Bay’de fokları ziyaret edebilirsiniz. Fok balıkları o kadar yaşamın içindeler ki kasabanın içinde dolaşıyor, evcil hayvanlar gibi rahatça sokuluyorlar insanlara.
Daha sonra, şahane bir deniz manzarasına nazır ama virajlarıyla baş döndüren Chapmans Peak üzerinden inanılmaz gürültücü Afrika penguenlerini göreceğiniz ikinci durağınız Boulders Beach’e geliyorsunuz. Sonrasında milli parka giriş yapıyorsunuz. Her taraf babunlarla dolu. Bazen agresif de olabilen bu maymunları üzerinize çekmemeniz için yapmanız gereken, yanınızda ne su ne de yiyecek taşımamanız olacak.
CAPE TOWN VE MANDELA’NIN ADASI
Cape Tovvn’da oldukça yüksek bir suç oranı var. Dükkanlar, kapkaççılardan korunmak için demirli tutuluyor, müşteri geldiğinde içeriden açılıp buyur ediliyor. Son derece sakin ve stressiz görünen yaşam tarzına paralel, ciddi şekilde hissedilen şaşırtıcı bir siyah-beyaz gerginliği de söz konusu.
Cape Tovvn’un şahane bağlarının bulunduğu bölgenin açıklarında Nelson Man- dela’nın tam 27 yıl hapis kalmış olduğu cezaevini barındıran bir de ada var. Güney Afrika’nın politik tarihinin önemli bir parçası olan Robbens Adası’na gittiğinizde Nelson Mandela’nın cezaevindeki hücresini görmeniz mümkün. Burası, birçok siyasinin küçücük hücrelere tıkıldıkları bir hapishane. Görmek isterseniz, turlardan birine önceden yer ayırtmalısınız. Hava rüzgarlıysa tekne seferlerinin iptal edilebileceğini de unutmayın.