Kültür-Sanat

SANATIN MATEMATİĞİ

SANATIN MATEMATİĞİ TASARIM VE

MİMARLIK

Sanat nedir? Hiç şüphesiz sanat deyince insanın  aklına gelen ilk şey “müzik, heykel, resim vs” tarzı ve sade ve sadece ‘hayal gücüne’ ve ‘yeteneğe’ dayanacak şeylerdir. Sanat bir coşkudur, sanat bir farkındalığı ruhu yansıtır, sanat dünyanın varoluşunun bir sonucudur. Fakat sanat sadece ruhsal bir şey ra midir? Sanatın sayılar ile tutkulu, ihtiraslı, insanoğlunu hayran edebilecek bir ilişkisi olabilir mi?

Fizik ve matematik beyinsel bir işlevin sonucu­dur. Sanat da bir beyin ürünüdür. Sanatı diğerlerinden farklı kılan tek şey, sanat mha ve ‘zevke’hitap eder. Ama sayılar da sanat gibi kes­inlikle bir yaratıcı zeka’ ürünüdür. Ve sanat ile matematiğin anlamlı ve orantılı kanşımından oluşan muhteşem bir alan vardır ki bu ‘insani zevkleri ve sayıları’ içinde barındıran tek şey tasarım ve mimarlıktır.

Tasarım ve mimarlık bir zanaattır, bir sanattır, hem canlı hem de var olmayan bir varlıktır. Bir mimar yada tasarımcı için eseri hem soyut hem de somut bir ruhu içinde barındırır. Mimar gördüğü bir yapıda sadece bir tuğla görmez, onun ötesindeki yaratıcılığı, ruhu, gerçeği görür. Tasarımda  bir taşın şekli bile önemlidir. Tasarımcı yada mimar sanat ruhuyla onun şeklini his­setmeye, farklı açılardan farklı güzelliklerini görm­eye çalışır. Sonra o şeklin biçiminden yola çıkarak sayısal ifadelerle nasıl yaratılacağını öğrenir. Tasarımın mimarlığın ruhu sanattır, matematik ise kalbi. Kalbi olmazsa ruhu bedeninde bulunmaz, ruhu olmazsa da o sadece bir bedenden’ ibaret olur.

Dünya sadece atomlardan oluşan fiziksel bir nicelik değildir. Dünya bir renk karışımıdır. Hayat bir renk karışımıdır. Gözlerimizi her sabah açtığımızda gördüklerimiz renklerdir. Farklı ren­klerin büyük bir coşkuyla bir araya gelmesinden cisimler oluşur. Renkler hissedilebilir, tıpkı sanat gibi. Bir mimari yapıya yada tasarıma baktığınızda gördüğünüz renktir. Sizi etkileyen şey renk ve biçimidir. Renk sanatın ürünüdür, şekil ise matematiğin. Bu iki muhteşem kavramın bir araya gelmesinden mimarlık oluşur. Şöyle düşünün, hayatta hiç renk veya şekil olmasa ne olurdu? Her yer karanlık ve sonsuz bir boşluk olmaz mıydı tek gördüğünüz? Yada görmediğiniz.

Yaratıcı zeka ürünü olan tasarım ve mimarlık, yine yaratıcı zeka ürünleri olan matematik ve sanatın toplamından oluşur. Tasarım ve mimarlık estetiği yansıtır tıpkı sanat gibi. Bir mimar projesini bir heykeltıraşın titizliğiyle hazırlar. Sayıları büyük bir özenle kullanmaya çalışır. Çünkü aklında oluşturduğu görsel şöleni tam olarak gerçekliğe aktarmayı arzular.

Sanat matematik ve mimarlık birbirine bağlı bir kavramdır… Sanat = Tasarım=Mimarlık = Matematik 4 bilinenli bir eşitliktir ve biri zincirden koparsa geriye  hiçbir şey kalmaz. Bu yüzden mimaritk çalıların  arasında açmış büyük, güzel kokan ve kıpkırmızı bir gül gibidir. Eşi benzeri yoktur; sayıların ve  sanatın muhteşem aşkının ‘tek’ meyvesidir . Görülenin ötesinde, elle tutulacak kadar somut  ama sadece hissedilebilecek kadar da soyut bir  şeyde değil. Sanatı bir kalp, matematiği de bir beyin  olarak nitelendirecek olursak,tasarım ve mimarlık bu hayati  öğelerin oluşturduğu muazzam bir bedendir.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu