Kök Hücreler ve Gelecek’te Sağlık
Kök Hücreler ve Gelecek’te Sağlık Teknolojisi
Kök hücrenin bilimsel olarak tanımlanmasına bakacak olursak; kendini yenileyen, aynı zamanda vücudun ihtiyacına göre farklılaşarak doku hücrelerine dönüşen ana hücrelerdir. Gözümüzdeki hücreler görme, pankreastaki hücreler salgı, akciğerlerimizdeki hücreler solunum için farklılaşmışlardır. İşte vücudumuzdaki bütün hücrelerin ilk ana hücresi ‘kök hücre’ olarak adlandırılır. Bir kök hücre; bir ömür boyu dokuları yenileme yeteneğine sahip hücreyi tanımlar. Nakil olan bir canlıdan, kök hücrelerin tekrar saflaştırılması mümkündür. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler sınırsız bölünebilme ve kendini yenileme, organ ve dokulara dönüşebilirle yeteneğine sahiptir. Bu özellikleri bakımından kök hücreler kanser, sinir sistemi hastalıkları (Alzheimer) ve hasarları, metabolik hastalıklar (diyabet), organ yetmezlikleri, roma- tizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, kemik hastalıkları ve daha bir çok alanda kullanıma sahiptirler. Günümüzde bu hastalıkların bazılarının tedavisinde organ veya doku nakilleri yapılmaktadır. Ancak organ veya doku nakli gerektiren hastaların çokluğu, tabii her zaman uygun organ ve dokunun bulunamaması gibi sorunlarla sürekli karşılaşılmaktadır. Bu durumdan dolayı bilim ve teknolojideki son gelişmeler doğrultusunda kök hücrelerin bu alanda kullanılması gündemdedir.
Peki kök hücre kaynaklarımız nelerdir?
Embriyonik kök hücreler (döllenmeden sonraki ilk saatler); tüm yetişkin hücre tiplerine dönüşebilirler. İkinci olarak Fetal kök hücreler (anne karnındaki embriyonun hücre gruplan); Potansiyel kök hücre kaynaklarından biridir. Ve üçüncü olarak Erişkin kök hücreler; embriyo ve fetüsten alınan hücrelerden farklıdır ve doğumdan sonra insan ya da hayvanlarda gelişen dokularda bulunur. Bununla birlikte bu hücrelerin elde edildiği en uygun yer bazı kemiklerin merkezinde yerleşmiş olan kemik iliğidir. Kemik ğinde hematopo etik kök hücreler bulunur. Hematopoetik (kan sistemi) kök hücreler, kemikiğinde bulunan ve tüm kan hücrelerinin öncüsü olan, günümüzde tedavide en çok kullanılan kök hücre tipidir. Hematopoetik kök hücre toplama ya da saklama için kullanılırken şinndı ileri teknolojiyle lösemi, lenfoma ve çok sayıda kan hastalığının tedavisinde rutin olarak kullanılmaktadır. Endotelyal kök hücreler, vemezen kimal kök hücreleri de içeren farklı tipte kök hücreler yer almaktadır. Hematopoetik kök hücrelerin kanı, endotelyal kök hücrelerin vasküler sistemi ve mezenkimal kök hücrelerin kemik, kıkırdak, kas, yağ ve fibroblastları oluşturduğu bilinmektedir. Mezenkimal kök hücreleri her ortamda farklılaşabilirler. Örneğin akciğer, mide, kemik dokusunda farklı bir görünüm kazanırlar. Bunun sebebi ise ortamdaki farklı koşullardır. Bu sebeple bütün yetenekleri kesin değildir. Ortamlardaki yetenekleri değişebilir. Bir dokudaki hasar halledildiği takdirde, başka hasarlı doku tespit edilir ve mezenkimal kök hücre, oradaki hasarı da halletmek üzere göç eder. Bu sayede birçok organda yapım-onarım işlerini yürütebilirler.
Kemik iliği ve mezenkimal kök hücreler dışında ilgi çekici erişkin kök hücre kaynakları da vardır. Göbek kordon kanı bunlardan biridir. Günümüzdeki ailelerin çoğu kordon kanı bankacılığı aracılığıyla, bebeğinin kordon kanını saklamaya karar veriyor. Plasenta, bebek ile anne arasındaki besin ve oksijen alışverişini sağlayan bir yapıdır. Doğumdan hemen sonra görevini tamamlayarak bebekle beraber rahim dışına atılan Plasenta, doğumdan sonra anne için de bebek için de artık gerekmeyen bir dokudur ve çöpe atılır. Kordon kanı, bebeğin doğumundan sonra Plasenta içinde kalan kandır. Bebekten alınan kordon kanı kriyopre-servasyon(dondurup saklama) yöntemiyle donduruluyor ve barkodlanarak -196 derecedeki sıvı azot tankına kaldırılıyor. Tabii ki belli bir süresi var. Yaklaşık 15 yıl kadar saklanabiliyor. Bir diğer erişkin kök hücre kaynağımız Yağ hücreleri: Yurt dışında birçok merkezde estetik amaçla yapılan yağ alma operasyonlarında elde edilen materyalden izole edilen kök hücreler de yine kişiye yönelik olarak gerektiğinde kullanılmak üzere saklanmaktadır.
Kök Hücre Tedavisi
Vücudumuzda çok sayıda bulunan farklılaşmış hücreler ciddi hasar görmüş ya da hastalanmış ise doğal yollarla yenilenemezler. Kök hücreler bu hastalanmış ya da hasar görmüş hücrelerin yerine sağlıklı ve işlevsel hücreler oluşturmak için kullanılırlar. “Hücre tedavisi” olarak adlandırılan hastalıklı hücrenin sağlıklı hücre ile yer değiştirmesi işlemi organ nakline benzer, tek fark bir organ yerine hücrenin nakledilmesidir. Kök hücreler farklılaşmış hücreler için değişimli ve yenilenebilir bir kaynak olarak çalışabilmektedir. Genel olarak araştırmacılar erişkin, fetal ve embriyonik kök hücrelerin çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan sinir hücresi, kas hücresi, kan hücresi ve deri hücresi gibi özellikli hücreler için bir kaynak olabilme potansiyelini incelemektedirler
Kök Hücre Tedavisi ve Zorluklar
Öncelikli olarak aşılması gereken engellerden biri çok çeşitli sayıda hücreyi içeren erişkin dokudaki kök hücrelerin tanımlanmasındaki zorluktur. İkinci olarak bu hücrelerin özellikli hücreler halinde farklılaşmasına neden olacak doğru koşulların oluşturulması gerekmektedir. Çok farklı sayıda kök hücre olduğu için her hücre tipine uyan farklı kültür ortamı koşulları vardır. Bilim insanları için önemli olan kültür ortamında hücrelerin farklılaşmadan çoğaltılabilmesi ve gerektiğinde hücrelerin yönlendirilebilmesidir. Kök hücrelerin özellikli hücrelere farklılaşması için gereken ortamı oluşturma çalışmaları halen devam etmektedir. Bilim insanları embriyonik kök hücrelerin tamamen farklılaşması konusunda çok dikkatli olmalıdır. Aksi takdirde kalıcı embriyonik kök hücreler kontrolsüz çoğalabilir ve tümör oluşumuna neden olabilir.
Bir başka olasılık da kök hücre reddi. Bağışıklık sisteminin kuvvetli olması durumu vücudun kök hücreyi reddetme olasılığını arttırıyor. Verilen kök hücrelerin yerleşip çalışmaya başlamasına kadar geçen zaman içinde, trombosit azlığı nedeniyle kanamalar, beyaz kan hücrelerinin azlığı nedeniyle enfeksiyonlar oluşabilir. Kişinin savunma sistemi daha önce yok edildiği için, ciddi ve öldürücü enfeksiyonlar olabilir, verilen antibiyotiklere rağmen enfeksiyondan hastalar kay- bedilebilir. Hayatları boyunca bağışıklık sistemlerini baskılamak için ilaç almak zorunda insanlar var. Örneğin kalp nakli yapılan kişiler.
Elde Edilen Gelişmeler ve Sağladığı Yararlar
Nature Biotechnoloy dergisinde yayımlanan araştırma sonuçları, gözde ışığı algılayan bölgenin kök hücre kullanılarak tedavi edilebildiğini gösteriyor. Retina içindeki ışığa duyarlı alıcı sinir hücrelerine fotore- septör deniyor. Bu hücreler, ışığı elektrik enerjisine dönüştürerek beyne yolluyor. Ancak kimi zaman Star- gardt hastalığı ya da yaşa bağlı hücre bozulması sonucu bu hücreler ölüyor. Fotoreseptörleri yaşatan destekleyici hücreleri kök hücre kullanarak değiştirme yolunda insanlar üzerinde klinik deneyler zaten yapılıyordu. Ama Londra’daki araştırma ekibi, deney farelerinde asıl ışığa duyarlı hücreleri yani fotoreseptörleri değiştirerek körlüğü giderebildiklerini açıkladı. Bunun için laboratuvar ortamında retina üretimine olanak veren yeni bir teknik geliştirildi. Bu teknik sayesinde fotoreseptör hücreye dönüşmek üzere programlanmış binlerce kök hücre kör farelerin gözlerine enjekte edildi. Araştırmaya göre bu kök hücreler, gözün mevcut yapısına uyum sağladıktan sonra işlevlerini yerine getirmeye başlıyor. Bununla beraber nakledilen 200 bin kök hücreden sadece 1000’inin göze uyum sağladığı belirtiliyor. Bilim çevreleri kök hücre araştırmalarında en fazla ilerleme kaydettikleri alanların başında göz hastalıklarını sayıyor. Bunun bir sebebi, ışığa duyarlı hücrelerin elektrik enerjisini iletirken nispeten basit bir sürecin işliyor olması. Gözde bağışıklık sisteminin zayıf olması da vücudun kök hücreyi reddetmesi olasılığını düşürüyor. On binlerce kök hücre sayesinde görüş kalitesi artırılabilirken, aynı oranda kök hücre, örneğin karaciğer gibi daha büyük bir organın kendi kendini yenilemesine yetmiyor. Saç kök hücreleri de alınıp saç kaybı olan insanlara yardım edilebiliyor.
Nazlıcan Deniz Yalnız