AVRUPA’NIN MEDAR-I İFTİHARI (!)

Kaçımızın Almanya’dan çikolata getiren bir teyzesi, halası, tanıdığı yok ki? Bu yıllardır süren tanışıklığın getirdiği derinleştirme ihtiyacı duymadığımız Berlin gezisi neredeyse her giden için düşük beklentili başlıyor, tam da bu yüzden olsa gerek hayal edilmeyen sürprizlerle karşılıyor bizi 3,5 milyonluk Alman başkenti.

İnsanlardan otomatlara kadar Türkçe’nin İngilizce’den daha geçerli olduğu Berlin tam bir kültür, tarih, endüstri, düzen başkenti. 180’den fazla müzesi, Spree Nehri ile Berlin’de yapılacak çok şey var. Nüfusun %59’dan fazlasının agnostik ve ateist olduğu da not düşelim, Berlin gece hayatını canlandıran sosyolojik bir durum.

Dönerken artık çikolata, Nutella falan getirmezsiniz sanırız ama yeni modayı hatırlatalım, Türk firmaların ürettiği %100 helal belgeli sucuklar çok leziz ve ne yazık ki Türkiye’nin dörtte beşte biri fiyatta.

BERLİN NOT DEFTERİ

Türk döneri yiyin: Avrupa’nın tamamında önerecek olsak da orijinali Berlin’de de yiyin. Diğer ülkelerdeki Türk döneri Türk değil. Avrupa döneri daha sanayileşmiş ve çok soslu olduğu için bizimkinden çok uzak ama bizce çok güzel. (Berlin’de ve Almanya’nın çoğunda ayrıca orijinal yaprak döner de bulunur)

Müze Kart / Berlin Kart Alın: Ne kadar gezeceğinize bağlı olarak mutlaka bir müze kart ya da ulaşımda da işinize yarayacak Berlin Kart alın. Şehri daha ekonomik yaşamanıza yarar. Tek kişilik Berlin ulaşım kartlarının hafta sonu iki kişi için geçtiğini hatırlatırız.

Bira için: Meşhur Alman biraları, Belçika’dan sonra en zengin sayıda bira Almanların. Münih biranın başkenti olarak sayılsa da elbette tüm ülke bira kültürüyle bezenmiş. Barlarda farklı çeşitlerini bulabileceğiniz gibi marketten 70 cent’e biraları toplayıp tadım yapmak da mümkün.

I’m from İstanbul diyin: Kıtanın neredeyse çoğunda I’m from Turkey yerine I’m from İstanbul dediğinde çok daha iyi karşılanıyorsun. Hatta bu cümle ciddi bir şekilde merak uyandırıcı ilgi çekici bir noktaya taşıyor seni. Ancak Berlin’de ve tüm Almanya’da bu daha
etkili bir ifade. Sadece Almanlara ve turistlere değil, Türklere karşı da ihtiyacınız olacak: “Abla Türküm ama Türkiye’de yaşıyorum, 3 günlüğüne gezmeye geldim.”

Potsdam’a gidin. Bunu her yere yazdık buraya da özellikle ekleyelim, yarım günden biraz fazlasını ayırın ve Potsdam‘a gidin.

Toplu Taşımaya İlgi Gösterin: keşfetsene‘nin gezginleri olarak, Alman endüstrisine, disiplinine ve genel düzenine hayranızdır. Fabrika gezme fırsatınız olur mu bilinmez ama sadece toplu taşımayı kullanmak bile birçok farkı gösterecektir. Dakikliğini, yaygınlığını geçtik, durağa gelen otobüs kolay binilsin diye  aşağı eğilir mi be! Biz de insanız diye yaşıyoruz.

Tekne Turuna Katılın: Berlin’in çok büyük bir kısmını hem de kanallardan görmek için birebir. Oldukça keyifli bu tur 5 ilâ – 20 Euro arası değişiyor. (Yeme içme ve binilen yer ile alakalı)

BERLİN’DE ULAŞIM

Şu an Tegel ve Schnöfeld olmak üzere iki havalimanı var. İkisinden de toplu taşıma ile hızlı ve ekonomik yollarla merkeze gidilebilir. Üçüncüsü de açılmak üzere.

Şehir içi olağanüstü ulaşım ağında tek bilet (4 tane alınması durumunda) 2 Euro. 2 saat boyunca otobüs, metro, urban ağı arasında ulaşım sağlar.

Bilgi: U Simgeli U Bahn trenler yer altından, S simgeli S Bahn trenler yer üstünden gidiyor ve tüm şehri kaplayan muhteşem bir metro/tren/toplu taşıma hattı var.

Berlin’de farklı turist kartları bulunmakta, fiyat/kalite olarak en mantıklısı, metro istasyonlarından alabileceğiniz “Berlin WelcomeCard – 72 hours incl. Museum Island” almak. 40 €’ya 3 gün sınırsız ulaşım ve Müze adasındaki tüm müzelere giriş veriyor. Özel Berlin kartları3 günlük 100€’ya yaklaşıyor, biraz önce bahsettiğimiz karta göre daha fazla turistik yer içeriyor. Berlin turunuzda yapmak istediklerinizi belirleyip, hangisinin daha karlı olacağını kıyaslak gerekir.

BERLİN’DE GEZİLECEK YERLER

Brandenburg Kapısı:Berlin’in simgesidir. Hem görkemli duruşuyla hem de tarihi detaylarıyla birkaç asrın izdüşümü. Tarihini okuyun.

Holocaust Denkmal (Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı) : Tasarımcısının “Kafa karıştırıcı ve rahatsız edici” olarak inşa ettiği, İkinci Dünya Savaşı’nın utanç anıtı. Mezarlık misali ancak hiçbir isim bulunmayan 2711 bloktan oluşan bu bölge, anmak, utanmak, üzülmek, şöyle sessizce birkaç saat düşünmek için birebir bir ziyaret noktası.

Museumsinsel (Müzeler adası):4 müze, 1 kilise, 1 galeriden oluşan adacık. Perşembe 18:00 – 22:00 arası ücretsiz. Normal zamanlarda ücretlidir.

Pergamonmuseum (Bergama Müzesi): Özellikle Bergama ve Milet’ten getirilen eserlerin yer aldığı, ada içindeki müzelerden biri.

Siegessäule(Zafer Anıtı):Merkezde haşmetli bir anıt. Mutlaka Zafer Anıtı’na çıkın ve enfes panoramayı fotoğraflayın.

Tiergarten: Anıtın hemen yanındaki büyük park. Almanya’nın en büyük parkı, keyifli bir dinlenme için birebir. Park içinde çıplak kişileri görürseniz rahat olun, nüdistler.

Checkpoint Charlie: Doğu Berlin – Batı Berlin geçiş noktalarından biri, maksat turistlere eğlence olsun. Amerikan bayrakları ve asker kıyafetli küçük girişimcilerle fotoğraf çektirebilir, Dünya Savaşı ürünlerini satın alabilirsiniz.

Reichstag (Parlamento Binası): 1894’ten beri Alman meclisi. Ayrıca doğru bir kadrajdan devasa Berliner Fernsehtrum‘u (TV kulesi) görebilirsiniz.

Gendarmenkart Meydanı:Üç önemli yapıya (Alman Katedrali, Fransız Katedrali ve Tiyatro Konser Binası) ev sahipliği yapan meydanı gezmeden olmaz. Çimlerinde oturması çok keyifli.

East Side Gallery: 1.3 kilometrelik özgürlük anıtı ve Dünya’nın en uzun süredir devam eden galerisi. Dünyanın farklı yerlerinden 105 sanatçı özgürlük mesajı veren eserlerini duvara işlemiş. Fotoğraflaması çok keyifli.

Alexanderplatz: Büyük bir kulenin (restoran) merkezinde bulunduğu alışveriş ve yaşam alanı. Berlin manzarasını iyi görebilmek için stratejik bir nokta.

Kreuzberg: Ağırlıklı Türk nüfusun yaşadığı, her yerin Türkçe tabelalarla ve Türklerle dolu olduğu semt. Belki biraz ağır bir ifade olacak ama Avrupalı Türk kardeşlerimizle biraz tanıştıkça ve bu bölgede biraz zaman geçirdikçe ülkemizin, yaşam biçimimizin tanıtımının  neden sıkıntılı olduğuna dair fikirleriniz artacaktır. Hasır Restorant, Tadım Restoran, Gaziantep Sofrası, Hadi Gari önde gelen lezzetli mekanlardan.

Kaiser-Wilhelm-Gedächtniskirche: Batı Berlin’in sembolü protestan kilisesi. İkinci Dünya Savaşı’nda hasar gören kubbesi onarılmamış ve bir simge olarak durmakta.

Berlin Neue Sinagogu (Yeni Sinagog): El Hamra Sarayına benzeyen mimarisiyle bitişik nizam binaların arasında kalan, Berlin Yahudilerinin tarihi merkez sinagogu.

Schloss Charlottenburg: Berlin’in en büyük sarayı. Bakımlı muhteşem bir bahçeye de sahip.

Wansee:  Göl kenarı kurulmuş keyifli bir sahil. Metro ile gidilebiliyor. Özellikle yaz aylarında tıklım tıklım.

Schloss Sanssouci (Dertsiz Yaşam Sarayı)Rusya Kralı tarafından Fransızca “dertsiz yaşamak” anlamında isimlendirilmiş Berlin’in biraz dışında bulunan Potsdam’da birçok sarayın bir araya geldiği bir bölge. Eski müştemilatlar şuan müthiş birer cafe. bkz: Potsdam 

Potsdam Şehri: Brandenburg Eyaleti’nin başkenti. Berlin’e yaklaşık bir saat mesafede (trenle) %75’i doğal alan olan 18 adet göl ve nehriyle bir doğa harikası, muhteşem bir sakinlik ve şıklık şehri. Schloss Sanssouci ile birlikte birçok mimari güzelliğe de ev sahipliği yapıyor. Günübirlik bir tur harika bir bisiklet keyfi ile zarif bir gezi deneyimi yaşatır.